MÜHRÜ SÜLEYMAN NEDİR? MÜHRÜ SÜLEYMAN SİMGESİ
Kelime manasıyla Süleyman’ın mührü anlamına gelen mührün şekli aslında kesin değildir. Belli bir tarihten sonra kabul edilmiş olan ve şimdi İsrail bayrağında yer alan sembol İslam dünyasında da yüzlerce yıl kutsal olarak kabul edilmiş cami medrese ve geçitlerde mezarlıklarda yüzüklerde padişahların gömleklerinde tılsım olarak yerini almıştır. Daha sonraları ise farklılık yaratmak için sembol bazen doksan derece çevrilerek kullanılmıştır.
Batı dünyası bazen büyü kitaplarında bazen noterlik işareti olarak, basımevi markası sonraları bir çok akımın sembolü olmuştur.
Hz.Süleyman Peygamber’in yüzükle olan ilgisi onun bir imtihandan geçişi şeklinde ele alınır. Yokluğunda bir cariyesine emanet ettiği yüzük mührü bir cin onun görünümünü alarak ele geçirir. Yokluğunda pek çok fitne fesat hazırlar, örneğin tahtına büyü kitapları koyar ve iftira atar. Oysa Hz. Süleyman yüzüğün yokluğunda kendine dönecek ve gücünün kaynağı olan asıl çekirdeğini özünü bulacaktır. Yüce Kitabımız Kuran-Kerim bu konuya atfen şöyle der.
"Süleyman’ın mülk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların okuyup durduklarına uydular. Halbuki Süleyman küfre sapmamıştı. Ancak şeytanlar küfre sapmıştı; insanlara büyüyü öğretiyorlardı.” Bakara Suresi / 102
Ayrıca Neml suresi’nde Hz.Süleyman Peygamberin(a.s) gelişini duyan karınca beyinin kendi halkına seslenişi efsanevi Seba Melikesi’nin tahtının göz açıp kapayana dek ışınlanışı ve olağanüstü pek çok şey anlatılır.
Karınca vadisine geldiklerinde bir karınca şöyle seslendi: "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin ki, Süleyman ve orduları farkında olmayarak sizi ezmesinler.” Neml / 18
"Kendinde Kitap’tan bir ilim olan kişi de şöyle dedi: "Ben onu sana, gözünü açıp yumuncaya kadar getiririm.” Derken Süleyman, tahtı, yanında kurulmuş görünce şöyle konuştu: "Rabbimin lütfundandır bu. Şükür mü edeceğim, nankörlük mü diye beni denemek istiyor. Esasında, şükreden, kendisi lehine şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse bilsin ki, Rabbim Ganî’dir, cömerttir.” Neml / 40
"Onlar Süleyman için, mihraplardan/kalelerden, heykellerden, havuzlar gibi çanaklardan, yerinden kaldırılamaz kazanlardan ne dilerse yaparlardı. Ey Davûd ailesi, şükür olarak iş yapın! Kullarım içinden şükredenler o kadar az ki! ” Sebe / 13
"Sonunda, Süleyman için ölüm hükmünü verdiğimizde, onun ölümünü, değneğini yiyen dâbbetül arzdan/ağaç kurtçuğundan başkası onlara göstermedi. Süleyman yere yığılınca, açıkça anlaşıldı ki, eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı, o alçaltıcı azap içinde bekleyip durmazlardı.” Sebe / 14
” Yüzük kimdeyse Süleyman Odur "
Yahudi inanışlarına göre Hz.Süleyman’ın emanetlerinin bulunduğu yerin daha sonra Haçlı Seferleri sırasında Kudüs’te arandığı, Tapınak Şövalyelerinin yerini bulduğu ve kutsal bazı emanetlerle Avrupa’ya döndükleri iddia edilmiştir. Kimileri kutsal kadeh Graal’ı, kimileri Felsefe Taşı’nı, kimileri ise Mühr-ü Süleyman’ı bulduklarını düşünmüşlerdir. Tapınak Kral Süleyman’dan sonra yağmalanacaktır ancak o zamana kadar Hz.Musa (a.s) dan beri nesilden nesile saklanan Hz. Musa’nın emaneti olan Ahid Sandığı’nı (orijinal Tevratın levhalar halinde içinde bulunduğu Tabut-i Sekine) muhafaza edecektir.
Günümüzde kabul gören sembol göğün ve yerin birleşimini gösterir. İki üçgenin biri göğe biri yere dönüktür. Sembol bir yönüyle insan varlığının maddi bedenini ve ruhunu, bundan oluşan bütünü, bir yandansa dişil ve eril prensipleri, maddi ve manevi değerlerin bütünlüğünü gösterir. Doğunun Yin ve Yang’ına benzer bir semboldür. Dünyaya giriş ve çıkış noktalarını temsil eder. Kimi farklı bakışlar ise şekilde iki piramit görür.
Özellikle Selçuklu dönemi paralarında ve eserlerinde sıkça kullanılan sembol artık günümüzün gerilimli zaman ve dünyasında İslam ve Hıristiyan toplumlarınca terkedilmiş hatta anlamı bilinmediğinden bir çok tarihi eserde de tahrip edilmiştir.
Süleyman (a.s.) peygamberlerin en zenginlerinden ve kendisine krallık verilen bütün cinleri,perileri,hayvanları,rüzgarları ve tüm doğa olaylarını da bu vasıta ile yönetip hayvanlarla konuşabilen bir peygamberdi. Süleyman (a.s.)’ın parmağındaki yüzük bütün cinleri toplayabilme ve egemenliği altına alabilme özelliğine sahipti. Fakat Süleyman (a.s.) vefat ettikten sonra yüzüğü kayboldu. Çünkü bu yüzüğe kim sahipse bütün cinn ve hayvanları yönetebilecekti.
Bu mühür, Yahudilere aittir, Mason işaretidir diyenler için; Osmanlı Zamanından örnekler vermek istiyorum. Tarihimizi biraz araştırsak bilmediğimiz ne gerçeklerle karşılacağız fakat! Müslümanlar olarak İlk İlahi Emir'in '' İkra'' Olduğu gerçeğinin, ne yazıkki şuurunda değiliz.
BARBAROS HAYRETTİN PAŞA SANCAĞI
Bu mühür, Yahudilere aittir, Mason işaretidir diyenler için; Osmanlı Zamanından örnekler vermek istiyorum. Tarihimizi biraz araştırsak bilmediğimiz ne gerçeklerle karşılacağız fakat! Müslümanlar olarak İlk İlahi Emir'in '' İkra'' Olduğu gerçeğinin, ne yazıkki şuurunda değiliz.
BARBAROS HAYRETTİN PAŞA SANCAĞI
Barbaros Hayreddin Paşa’nın, Beşiktaş’taki Deniz Müzesi’nde bulunan mübarek sancak
sancağının en üstünde
نصرا من الله ففتح قريب فبشر المؤمنين يامحمد «Nasr'un minallahi ve fethun kariybun ve beşşiril mü'mi-niyne» "Allah'tan bir yardım ve yakın bir fetih vardır. (Ya Muhammed) Mü'minlere müjde ver" (Saff Suresi 13.) ayet-i kerimesi bulunmaktadır.
Sancağın ortasında
çatal şeklindeki kılıç ise Hz. Ali'nin meşhur kılıcı Zülfikar'dır.
çatal şeklindeki kılıç ise Hz. Ali'nin meşhur kılıcı Zülfikar'dır.
Dikkatli bakılınca görülen kılıcın yanındaki beyaz el,
"pençe-i al-i aba"dır.
"pençe-i al-i aba"dır.
Bu el Hz Muhammed(S.A.V.), kızı Fatma, damadı Hz. Ali ve torunları Hasan ve Hüseyin olmak üzere 5 kişiyi temsil etmektedir.
Sancağın dört köşesinde bulunan hilal içerisindeki yazılarda
4 halifenin (Hz. Ebubekir, Hz. Osman, Hz. Ömer ve Hz. Ali'nin) isimleri yazılıdır.
4 halifenin (Hz. Ebubekir, Hz. Osman, Hz. Ömer ve Hz. Ali'nin) isimleri yazılıdır.
Sancağın alt ortasındaki iç içe iki üçgenden oluşan yıldız
Hz. Süleyman (A.S.)'ın mührü ise geçmişte müslümanlar tarafından yaygın olarak kullanılan ve Mühr-ü Süleyman olarak bilinen Rahmani bir simgedir.
Hz. Süleyman (A.S.)'ın mührü ise geçmişte müslümanlar tarafından yaygın olarak kullanılan ve Mühr-ü Süleyman olarak bilinen Rahmani bir simgedir.
Bugün Yahudi Sembolü olarak görülen altı köşeli yıldız daha önceleri Türk İslam eserlerinde sıkça kullanılmıştır.
Ürünü Satın Almak ve İncelemek için ==> http://goo.gl/VYPTT6
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Süleyman (aleyhisselam)’ın mührü 6 köşeli bir yıldızdır. Kuran’ı Kerim’de Hadid suresinin 4. Ayetinde yerlerin ve göklerin 6 günde yaratıldığı bildirilmiştir. Bu mühür bu ayete işaret etmektedir. Yerlerin ve göklerin sırrı mührü Süleyman da gizilidir. Ayrıca bu mühürde nice sırlar gizlidir. Tabi su sırları ehli olanlar anlayabilir. Süleyman (aleyhisselam) bu mührü yüzük olarak kullanmıştır. Ecdadımız ise camilerde, tılsımlı gömleklerinde, İslami motiflerde, sancaklarda ve vefklerinde bu yıldızı sık sık kullanmışlardır. Bu yıldıza hürmet gösteren aşağılanmış ve lanetlenmiş Yahudiler bu yıldızın ne anlama geldiğini bildiklerinden ve hürmet gösterdiklerinden şu an dünyada söz sahibidirler. Düşünün ki Allah’ın lanetlediği Yahudiler bile bu yıldızlara hürmetleri sebebiyle nelere sahip olmuşlardır. Asla ve asla bu yıldız Yahudilere atfedilmemelidir. Bu yıldızı onlara atfetmek onların değirmenine su taşımak olur.
Müslümanların çoğu bunu Yahudilerin sanmaktadır. Bilerek veya bilmeyerek bunun propagandasını yapmaktadırlar. Ecdadımız ile ilgili bu yıldızı kullandıkları için; Yahudiler içlerine sızdı gibi aslı astarı olmayan iftiralar atılmaktadır. Be akıllı Müslüman Osmanlı 600 sene İslam’a olan hizmetinden dolayı hüküm sürmüş. Osmanlı hemen her yerde bu yıldızı kullandı ve kullanımına izin verdi.
FARKLI KAYNAKLARDAN MÜHRÜ SÜLEYMAN
Türk-İslam Sanatında Mühr-i Süleyman Motifi
18 Mart 2010 Kategori:Genel 2 Yorumlar
muhr_i_suleyman1 (Medium)Türklerin İslamiyet’i kabulünden önceki dönemlerinde ortaya koydukları mîmarî yapılarda ve sanatsal uygulamalarda hayvan figürlerinin ve kimi sembollerin kullanıldığı, kimi zaman da bu figürlerin ve sembollerin simetrik biçimde işlendiği bilinmektedir. Örneğin, Hun kültürü kurdu bir simge olarak kabul etmiş, madenî levhâlarda, kemerlerde, kılıç kabzalarında kurt figürlerine yer vermişlerdir.
muh_suleyman_9 (Medium)
13. Yüzyıl başlarına ait bir sancakHakezâ kurt, Türk mitolojisinin ve edebiyâtının da önemli bir simgesi olagelmiş ve 12 Hayvanlı Türk Takvimi’nden de anlaşılacağı üzere, Türklerin sosyal yaşamlarına da yansımıştır. Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra ise aynı kültür unsurları devam etmekle birlikte, İslamiyet’in de etkisiyle belirgin hayvansal figürler yerini daha ziyâde üslûplaştırılmış bitki figürleri ile hendesî (geometrik) tezyînat (süsleme) unsurlarına bırakmıştır. Bu anlayış Osmanlı’ya kadar süregelmiş ve Osmanlı döneminde hemmimaride, hem de el sanatları ve kitap sanatlarında en müşahhas tezyînî örnekler ortaya konmuştur. Bu tezyînî örnekler nicelik ve nitelik bakımından zenginlik bahşettiği için, ilgimizi çeken ve incelenmeye değer bir tarafı olan hendesî bir motifi; ‘Mühr-i Süleyman’ı ve Türk Sanatı’ndaki yerini bu satırlarda sizlerle paylaşmak istedik.
17. Yüzyıl Kapı DetayıMühür, üstünde bir insanın adı kazılı, metalden, değerli ya da yarı değerli taşlardan yapılan küçük damgalardır. Bir zincire takılarak boyunda ya da küçük bir kese içinde cepte taşınır. Yüzük biçiminde olup parmağa takılanlarına ‘hâtem’ denir. Mühür, altına basıldığı yazıya resmi bir içerik kazandırır. Bilinen en eski mühür ise Hz. Süleyman’ın, Mühr-i Süleyman (Süleyman’ın Mührü) üst üste yerleştirilmiş biri ters, biri düz iki eşkenar üçgenden oluşmuş altı köşeli yıldız biçiminde bir işaret taşıyan yüzüğüdür. ‘Hâtem-i Süleyman’ olarak da bilinen Mühr-i Süleyman’ın İngilizce kullanımı, “Seal of David”, “Star of David”, “David’s Shield” ve “Magen David” şeklindedir.
Barbaros Hayrettin Paşanın Sancağıİslam dünyasında “Mühr-i Süleyman” olarak bilinirken Yahudi dünyasında “Davud Yıldızı” adıyla anılır. Terimle alakalı en geniş ansiklopedik bilgi ise “Magen David” başlığı ile Encyclopedia Judiaca’da yer almaktadır. Mühr-i Süleyman motifi, özellikle Yahudiler tarafından bir amblem olarak kullanılmaya başlandıktan sonra dikkat çekmeye başlamıştır. Oysa, Mühr-i Süleyman motifi mitolojik zamanlardan ve İslam öncesi doğu kültürlerinden itibaren sıklıkla tekrarlanmıştır. Bu doğu kültürlerinde, madde ile mânâ, iyi ile kötü, güzel ve çirkin, kadın ve erkek gibi tezatlıkları sembolize etmiştir. Yahudi ilâhiyatına göre altıgen mührün üzerindeki yıldızın köşelerinde İbrahim, İshak, Yâkûb, Mûsâ, Hârûn ve Dâvûd peygamberlerin isimleri yazılıdır. Yine aynı inanışa göre Süleyman peygamber bütün yaratıkları bu mühür yüzükle buyruğu altına almıştır. Eski kültürlerden itibaren mitolojik unsurların revaçta olması, dinî inançlara bağlı kimi astrolojik çıkarımlar o kültür bünyesinde yaşayan toplumları sembollerle ilgilenmeye ve o sembollere bir takım doğa üstü anlamlar izâfe etmelerine sebebiyet vermiştir. Bunlardan en yaygın olanı ise Mühr-i Süleyman’ın şer güçlerden korunmak için bir tılsım özelliği taşımasıdır. Bunun içindir ki Yahudiler arasındaki büyücülük faaliyetleri yaygınlaşmıştır. Mührün ilâhi himayeyi sembolize ettiğine inanan Yahudiler, mührün üzerindeki altıgen yıldızı muskalara, flama ve sancaklara nakşetmişler ve bu şekle kutsiyet atfetmişlerdir.
sehzade_cem_suleyman_muhru (Medium)
Türklerin İslamiyet’e girdikleri erken devir Türkistan paralarının yüzeylerinde de köşeli yıldız ve güneş motifleri çoktur. Selçuklu sikkelerinde de yer alan bu köşeli güneş ve yıldız motifi, Mühr-i Süleyman adı ile İlhanlı ve Osmanlı ikonografisine de geçecektir. İslam kültür ve medeniyetinde Hz. Süleyman aleyhisselâm ve sahip olduğu mucizeler, Kur’an ve hadislerle sabit olduğu için Mühr-i Süleyman motifinin Türk-İslam toplumu üzerinde ayrı bir etkisi olmuştur. İbn Mâce’den rivayet edilen bir hadisde “Kıyametten önce yeraltından elinde Süleyman’ın mührü ve Mûsâ’nın asâsı olduğu halde bir dâbbe çıkacak ve asâsıyla Müslümanların yüzünü aydınlatacak, mührüyle de kâfirlerin yüzünü mühürleyecektir” denilmesi, Mühr-i Süleyman’ın İslam âlemine girmesine vesile olmuştur. Ancak Mühr-i Süleyman İsrâiliyât (İsrâîlî kaynaktan rivâyet edilen kıssa veya hâdise) dan da beslenerek konuyla ilgili farklı rivâyetlerin, hikâyelerin ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. İslam Ansiklopedisi’nin ‘Mühr-i Süleyman manevî bir zırh niteliği taşımaktadır. Anadolu’da olağanüstü güçlere sahip olma arzusuyla gücünü Allah’tan aldığına inanılan ve böylelikle uğursuzluğu ve şer güçleri bertaraf etmenin yegâne sembolü olan Mühr-i Süleyman, “ev sahibini ev yaşamında hikmetli kılmak” maksadıyla kapı tokmaklarında kullanılmıştır.
Gömlek Detayı
Üsküdar Yeni Vali Camii’nin revaklı avlu kapısı üzerindeki Celî Sülüs hattın altında ve Barbaros Hayreddin Paşa’nın rüzgara hükmedebilmek maksadıyla sancağında da Mühr-i Süleyman motifi mevcuttur. Bunların yanında, Osmanlı sarayı için dikilen gömleklerde de çok sık rastlanmaktadır. Özellikle Topkapı Saray Koleksiyonu içerisinde yer alan şifalı ve tılsımlı gömleklerin ön cephelerine işlenmiştir. Mühr-i Süleyman, dîvân şiirine ve halk şiirine ilham kaynağı olmuştur. Ünlü şair Baki’nin, “Mest olup uyurken öpmüş la`l-i cânânı rakib / Ehremenler hâtemi almış Süleyman bîhâber” derken Kanûnî Sultan Süleyman döneminde yaşamış olmanın hazzıyla mevcut kültür birikimini bu iki mısra ile somutlaştırmıştır. Şeyhî de, “Güzellik içre hatm eder ol la’l hâtemi / Ger nakş olursa mühr-i Süleymân’a leblerin” diyerek sevgiliyi zamanın Süleymân’ı olarak algılar. Halk şairlerinin kelâmında ise, “Lebinden nûş ettim beni söyledir / Ne çâre sevdiğim kader böyledir / Ak göğsün üzeri uzun yayladır / Mühr-i Süleymân’a dahi yol vermez Ruhsatî” mısralarıyla hüsn-ü kabul görmüştür. Plâstik sanatların pek çok dalında tezyînî bir unsur olarak görmeye aşînâ olduğumuz hendesî çizgilerden oluşan sonsuzluk motifi gibi Mühr-i Süleyman motifinin Türk sanatında sıklıkla tekrarlanmış olmasının önemli nedenlerinden birisi de Müslüman sanatkârın din ve sanat tasavvurudur. Bu tasavvur içerisinde doğanın ilâhi kudret tarafından büyük bir tecessüs ile insanoğluna bahşedilmesi ve bu tecessüsün sanata yansıyışı irdelenmeye değerdir. Zîrâ Müslüman sanatkâr ortaya koyduğu eserle birlikte bir anlam arayışını gündeme getirmektedir. Ünlü Mona Lisa, Vitruvius Adamı ve Son Akşam Yemeği tabloları ile tanıdığımız Rönesans dönemi İtalyan ressam, mimar ve mucidi olan Leanordo di ser Piero da Vinci (1452-1519) kendi sanat görüşü bağlamında “Ey değerler arayan adam, doğanın meydana getirdiği biçimleri oldukları gibi tanımak ve kabullenmekle yetinme. Kendi halinde beliren biçimlerin kökünü araştır” diyerek esasında doğanın âhengini kavramak bakımından bir yöntem sunmaktadır.
Elhamra SarayıNetice olarak evrensel bir takım kültür ve medeniyet unsurları tarihin farklı dönemlerinde hemen her millet tarafından kullanılmış ve sanatsal ürünlere yansıtılmıştır. Bu ürünleri, mensup olduğumuz medeniyet tasavvuru içerisinde kavramaya ve anlamaya çalışmak yegâne vazifemizdir. İşte bu evrensel kültür havzasından neşet etmiş olan Mihr-i Süleyman motifi dün olduğu gibi bugün de gizemini korumakta ve tılsımını sanata ve sanatkâra
üflemektedir.
Kaynaklar:
AYVAZOĞLU Beşir, Aşk Estetiği, İstanbul 2002.
BAYRAM Sadi, “Türk Kültüründe Mühr-i Süleyman’ın Yeri”,Kültür ve Sanat, Sayı 37, Ankara 1998, s.47-51.
BERGİL Mehmet Suat, Doğada Bilimde Sanatta Altın Oran,İstanbul 1993.
ÇAM Nusret, “Türk ve İslam Sanatlarında Altı Kollu Yıldız (Mühr-i Süleyman), Prof. Dr. Yılmaz Önge Armağanı, Konya1993, s.207-230.
ÇAVUŞOĞLU Mehmed, Necati Bey Divânı’nın Tahlîlî, İstanbul 1971.
ESİN Emel, Orta Asya’dan Osmanlı’ya Türk Sanatı’nda İkonografik Motifler, İstanbul 2004.
DUWKINS J. Mc.G., “The Seal of Solomon”, JRAS 1944.
HÜLYA Tezcan, Topkapı Sarayı’ndaki Şifalı Gömlekler, İstanbul
İNAN Abdülkadir, Tarihte ve Bugün Şamanizm, Ankara1986.
KOÇ Turan, İslam Estetiği, İstanbul 2008.
KUŞOĞLU Zeki, “Türk Sanatında Mühr-i Süleyman”, İlgi, Sayı61, İstanbul 1990, s.32.
MASSIGNON Louis, Din ve Sanat, İstanbul 1962.
MUTLU Özgen, “Mimaride Simgeler, Üsküdar’ın Kapı Tokmakları”, Uluslararası Üsküdar Sempozyumu, Bildiriler, İstanbul 2007. s.545-558.
MÜLAYİM Selçuk, Anadolu Türk Mimarisinde Geometrik
Süslemeler: Selçuklu Çağı, Ankara 1982.
MÜLAYİM Selçuk, Değişimin Tanıkları : Ortaçağ Türk Sanatında
Süsleme ve İkonografi, İstanbul 1999.
ÖGEL Bahaddin, Türk Kültür Tarihine Giriş, Ankara 1984.
ÖZÖNDER Hasan, Ansiklopedik Hat, Tezhip Sanatları Deyim
ve Terimleri Sözlüğü, Konya 2003.
PALA İskender, Ansiklopedik Dîvân Şiiri Sözlüğü, İstanbul
1995.
PALA İskender, “Mühr-i Süleyman” maddesi, DİA, c.31,
s.524-526.
ŞERİATİ Ali, Sanat, İstanbul 2004.
YÜCEL Erdem, İslam Öncesi Türk Sanatı, İstanbul 2000.
Derleyen: Aydın Çakırtaş, Araştırmacı, Kütüphaneci. Marmara Ünv. Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk İslam Sanatları Ana Bilim Dalı, MA.
MÜHRÜ SÜLEYMAN ÖZEL KOLEKSİYON İÇİN LİNKE TIKLAYINIZ ==> http://goo.gl/oScHeb
Süleyman (aleyhisselam)’ın mührü 6 köşeli bir yıldızdır. Kuran’ı Kerim’de Hadid suresinin 4. Ayetinde yerlerin ve göklerin 6 günde yaratıldığı bildirilmiştir. Bu mühür bu ayete işaret etmektedir. Yerlerin ve göklerin sırrı mührü Süleyman da gizilidir. Ayrıca bu mühürde nice sırlar gizlidir. Tabi su sırları ehli olanlar anlayabilir. Süleyman (aleyhisselam) bu mührü yüzük olarak kullanmıştır. Ecdadımız ise camilerde, tılsımlı gömleklerinde, İslami motiflerde, sancaklarda ve vefklerinde bu yıldızı sık sık kullanmışlardır. Bu yıldıza hürmet gösteren aşağılanmış ve lanetlenmiş Yahudiler bu yıldızın ne anlama geldiğini bildiklerinden ve hürmet gösterdiklerinden şu an dünyada söz sahibidirler. Düşünün ki Allah’ın lanetlediği Yahudiler bile bu yıldızlara hürmetleri sebebiyle nelere sahip olmuşlardır. Asla ve asla bu yıldız Yahudilere atfedilmemelidir. Bu yıldızı onlara atfetmek onların değirmenine su taşımak olur.
Müslümanların çoğu bunu Yahudilerin sanmaktadır. Bilerek veya bilmeyerek bunun propagandasını yapmaktadırlar. Ecdadımız ile ilgili bu yıldızı kullandıkları için; Yahudiler içlerine sızdı gibi aslı astarı olmayan iftiralar atılmaktadır. Be akıllı Müslüman Osmanlı 600 sene İslam’a olan hizmetinden dolayı hüküm sürmüş. Osmanlı hemen her yerde bu yıldızı kullandı ve kullanımına izin verdi.
MELİKŞAH GAZİ TÜRBESİNDE MÜHR-Ü SÜLEYMAN DESENLİ VE ÜZERİNDE "EL-İSLAM" YAZAN BİR SELÇUKLU MEZAR TAŞI, NİKSAR, TOKAT
İç içe iki üçgenden oluşan yıldız şeklindeki Hz. Süleyman (A.S.)'ın mührü geçmişte müslümanlar tarafından yaygın olarak kullanılan ve Mühr-ü Süleyman olarak bilinen Rahmani bir simgedir.
İstanbul'daki yüzlerce yıllık tarihe sahip pek çok caminin tavan, duvar ve cam süslemelerinde d...e Mühr-ü Süleyman deseni bulunmaktadır.
Mühr-ü Süleyman, İslam tezyini sanatlarının metal, ahşap, mimari, dokuma gibi pek çok dalında da nakış amaçlı kullanılmıştır.
Taş, ağaç, cam, kağıt vb. satıhlarda merkezî motif niyetine kullanılmıştır. Tekke vb. mekanların kubbe veya tavan nakışlarında yahut medhal sövelerinde Mühr-ü Süleyman desenleri bulunur.
Anadolu Selçukluları, Artukoğulları ve İlhanlılar'ın eserlerinde bilhassa kubbelerin kilit taşlarında sık rastlanır. Osmanlılar'da ise başta hamam kubbe delikleri olmak üzere mezar taşları, cami tezyinatları, padişah gömlekleri, sancaklar, anıtlar ve kemer kilit taşlarıyla çini, seramik gibi mimariyi ilgilendiren hususlarda, mutfak eşyalarında, çeşmelerde, sebillerde, madeni paralarda, giyim eşyaları ve takılarda kullanılmıştır.
Nitekim Barbaros Hayreddin Paşa’nın, "rüzgara hükmedebilmek maksadıyla" sancağına Mühr-ü Süleyman motifi nakşettirmesi de bu geleneğin bir neticesidir.
Türk-İslam tarihinde sıkça kullanılan bu "altı köşeli yıldız" deseni zaman içinde "Seal of David (Davut Yıldızı)" adıyla Yahudi ve Masonlar tarafından da sıklıkla kullanılmaya başlandı.
Yahudiler bu şekli kutsal kabul edip sancak, flama ve muskalara işleyerek büyücülük tılsımı yaptılar.
Bu şeklin Yahudiler tarafından bir sembol olarak sıklıkla kullanılmaya başlanması ve özellikle İsrail Devleti ile siyasi bir nitelik kazanmasıyla birlikte günümüzdeki müslümanlar tarafından kullanımı da o oranda azalmıştır.
FARKLI KAYNAKLARDAN MÜHRÜ SÜLEYMAN
Türk-İslam Sanatında Mühr-i Süleyman Motifi
18 Mart 2010 Kategori:Genel 2 Yorumlar
muhr_i_suleyman1 (Medium)Türklerin İslamiyet’i kabulünden önceki dönemlerinde ortaya koydukları mîmarî yapılarda ve sanatsal uygulamalarda hayvan figürlerinin ve kimi sembollerin kullanıldığı, kimi zaman da bu figürlerin ve sembollerin simetrik biçimde işlendiği bilinmektedir. Örneğin, Hun kültürü kurdu bir simge olarak kabul etmiş, madenî levhâlarda, kemerlerde, kılıç kabzalarında kurt figürlerine yer vermişlerdir.
muh_suleyman_9 (Medium)
13. Yüzyıl başlarına ait bir sancakHakezâ kurt, Türk mitolojisinin ve edebiyâtının da önemli bir simgesi olagelmiş ve 12 Hayvanlı Türk Takvimi’nden de anlaşılacağı üzere, Türklerin sosyal yaşamlarına da yansımıştır. Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra ise aynı kültür unsurları devam etmekle birlikte, İslamiyet’in de etkisiyle belirgin hayvansal figürler yerini daha ziyâde üslûplaştırılmış bitki figürleri ile hendesî (geometrik) tezyînat (süsleme) unsurlarına bırakmıştır. Bu anlayış Osmanlı’ya kadar süregelmiş ve Osmanlı döneminde hemmimaride, hem de el sanatları ve kitap sanatlarında en müşahhas tezyînî örnekler ortaya konmuştur. Bu tezyînî örnekler nicelik ve nitelik bakımından zenginlik bahşettiği için, ilgimizi çeken ve incelenmeye değer bir tarafı olan hendesî bir motifi; ‘Mühr-i Süleyman’ı ve Türk Sanatı’ndaki yerini bu satırlarda sizlerle paylaşmak istedik.
17. Yüzyıl Kapı DetayıMühür, üstünde bir insanın adı kazılı, metalden, değerli ya da yarı değerli taşlardan yapılan küçük damgalardır. Bir zincire takılarak boyunda ya da küçük bir kese içinde cepte taşınır. Yüzük biçiminde olup parmağa takılanlarına ‘hâtem’ denir. Mühür, altına basıldığı yazıya resmi bir içerik kazandırır. Bilinen en eski mühür ise Hz. Süleyman’ın, Mühr-i Süleyman (Süleyman’ın Mührü) üst üste yerleştirilmiş biri ters, biri düz iki eşkenar üçgenden oluşmuş altı köşeli yıldız biçiminde bir işaret taşıyan yüzüğüdür. ‘Hâtem-i Süleyman’ olarak da bilinen Mühr-i Süleyman’ın İngilizce kullanımı, “Seal of David”, “Star of David”, “David’s Shield” ve “Magen David” şeklindedir.
Barbaros Hayrettin Paşanın Sancağıİslam dünyasında “Mühr-i Süleyman” olarak bilinirken Yahudi dünyasında “Davud Yıldızı” adıyla anılır. Terimle alakalı en geniş ansiklopedik bilgi ise “Magen David” başlığı ile Encyclopedia Judiaca’da yer almaktadır. Mühr-i Süleyman motifi, özellikle Yahudiler tarafından bir amblem olarak kullanılmaya başlandıktan sonra dikkat çekmeye başlamıştır. Oysa, Mühr-i Süleyman motifi mitolojik zamanlardan ve İslam öncesi doğu kültürlerinden itibaren sıklıkla tekrarlanmıştır. Bu doğu kültürlerinde, madde ile mânâ, iyi ile kötü, güzel ve çirkin, kadın ve erkek gibi tezatlıkları sembolize etmiştir. Yahudi ilâhiyatına göre altıgen mührün üzerindeki yıldızın köşelerinde İbrahim, İshak, Yâkûb, Mûsâ, Hârûn ve Dâvûd peygamberlerin isimleri yazılıdır. Yine aynı inanışa göre Süleyman peygamber bütün yaratıkları bu mühür yüzükle buyruğu altına almıştır. Eski kültürlerden itibaren mitolojik unsurların revaçta olması, dinî inançlara bağlı kimi astrolojik çıkarımlar o kültür bünyesinde yaşayan toplumları sembollerle ilgilenmeye ve o sembollere bir takım doğa üstü anlamlar izâfe etmelerine sebebiyet vermiştir. Bunlardan en yaygın olanı ise Mühr-i Süleyman’ın şer güçlerden korunmak için bir tılsım özelliği taşımasıdır. Bunun içindir ki Yahudiler arasındaki büyücülük faaliyetleri yaygınlaşmıştır. Mührün ilâhi himayeyi sembolize ettiğine inanan Yahudiler, mührün üzerindeki altıgen yıldızı muskalara, flama ve sancaklara nakşetmişler ve bu şekle kutsiyet atfetmişlerdir.
sehzade_cem_suleyman_muhru (Medium)
Türklerin İslamiyet’e girdikleri erken devir Türkistan paralarının yüzeylerinde de köşeli yıldız ve güneş motifleri çoktur. Selçuklu sikkelerinde de yer alan bu köşeli güneş ve yıldız motifi, Mühr-i Süleyman adı ile İlhanlı ve Osmanlı ikonografisine de geçecektir. İslam kültür ve medeniyetinde Hz. Süleyman aleyhisselâm ve sahip olduğu mucizeler, Kur’an ve hadislerle sabit olduğu için Mühr-i Süleyman motifinin Türk-İslam toplumu üzerinde ayrı bir etkisi olmuştur. İbn Mâce’den rivayet edilen bir hadisde “Kıyametten önce yeraltından elinde Süleyman’ın mührü ve Mûsâ’nın asâsı olduğu halde bir dâbbe çıkacak ve asâsıyla Müslümanların yüzünü aydınlatacak, mührüyle de kâfirlerin yüzünü mühürleyecektir” denilmesi, Mühr-i Süleyman’ın İslam âlemine girmesine vesile olmuştur. Ancak Mühr-i Süleyman İsrâiliyât (İsrâîlî kaynaktan rivâyet edilen kıssa veya hâdise) dan da beslenerek konuyla ilgili farklı rivâyetlerin, hikâyelerin ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. İslam Ansiklopedisi’nin ‘Mühr-i Süleyman manevî bir zırh niteliği taşımaktadır. Anadolu’da olağanüstü güçlere sahip olma arzusuyla gücünü Allah’tan aldığına inanılan ve böylelikle uğursuzluğu ve şer güçleri bertaraf etmenin yegâne sembolü olan Mühr-i Süleyman, “ev sahibini ev yaşamında hikmetli kılmak” maksadıyla kapı tokmaklarında kullanılmıştır.
Gömlek Detayı
Üsküdar Yeni Vali Camii’nin revaklı avlu kapısı üzerindeki Celî Sülüs hattın altında ve Barbaros Hayreddin Paşa’nın rüzgara hükmedebilmek maksadıyla sancağında da Mühr-i Süleyman motifi mevcuttur. Bunların yanında, Osmanlı sarayı için dikilen gömleklerde de çok sık rastlanmaktadır. Özellikle Topkapı Saray Koleksiyonu içerisinde yer alan şifalı ve tılsımlı gömleklerin ön cephelerine işlenmiştir. Mühr-i Süleyman, dîvân şiirine ve halk şiirine ilham kaynağı olmuştur. Ünlü şair Baki’nin, “Mest olup uyurken öpmüş la`l-i cânânı rakib / Ehremenler hâtemi almış Süleyman bîhâber” derken Kanûnî Sultan Süleyman döneminde yaşamış olmanın hazzıyla mevcut kültür birikimini bu iki mısra ile somutlaştırmıştır. Şeyhî de, “Güzellik içre hatm eder ol la’l hâtemi / Ger nakş olursa mühr-i Süleymân’a leblerin” diyerek sevgiliyi zamanın Süleymân’ı olarak algılar. Halk şairlerinin kelâmında ise, “Lebinden nûş ettim beni söyledir / Ne çâre sevdiğim kader böyledir / Ak göğsün üzeri uzun yayladır / Mühr-i Süleymân’a dahi yol vermez Ruhsatî” mısralarıyla hüsn-ü kabul görmüştür. Plâstik sanatların pek çok dalında tezyînî bir unsur olarak görmeye aşînâ olduğumuz hendesî çizgilerden oluşan sonsuzluk motifi gibi Mühr-i Süleyman motifinin Türk sanatında sıklıkla tekrarlanmış olmasının önemli nedenlerinden birisi de Müslüman sanatkârın din ve sanat tasavvurudur. Bu tasavvur içerisinde doğanın ilâhi kudret tarafından büyük bir tecessüs ile insanoğluna bahşedilmesi ve bu tecessüsün sanata yansıyışı irdelenmeye değerdir. Zîrâ Müslüman sanatkâr ortaya koyduğu eserle birlikte bir anlam arayışını gündeme getirmektedir. Ünlü Mona Lisa, Vitruvius Adamı ve Son Akşam Yemeği tabloları ile tanıdığımız Rönesans dönemi İtalyan ressam, mimar ve mucidi olan Leanordo di ser Piero da Vinci (1452-1519) kendi sanat görüşü bağlamında “Ey değerler arayan adam, doğanın meydana getirdiği biçimleri oldukları gibi tanımak ve kabullenmekle yetinme. Kendi halinde beliren biçimlerin kökünü araştır” diyerek esasında doğanın âhengini kavramak bakımından bir yöntem sunmaktadır.
Elhamra SarayıNetice olarak evrensel bir takım kültür ve medeniyet unsurları tarihin farklı dönemlerinde hemen her millet tarafından kullanılmış ve sanatsal ürünlere yansıtılmıştır. Bu ürünleri, mensup olduğumuz medeniyet tasavvuru içerisinde kavramaya ve anlamaya çalışmak yegâne vazifemizdir. İşte bu evrensel kültür havzasından neşet etmiş olan Mihr-i Süleyman motifi dün olduğu gibi bugün de gizemini korumakta ve tılsımını sanata ve sanatkâra
üflemektedir.
Kaynaklar:
AYVAZOĞLU Beşir, Aşk Estetiği, İstanbul 2002.
BAYRAM Sadi, “Türk Kültüründe Mühr-i Süleyman’ın Yeri”,Kültür ve Sanat, Sayı 37, Ankara 1998, s.47-51.
BERGİL Mehmet Suat, Doğada Bilimde Sanatta Altın Oran,İstanbul 1993.
ÇAM Nusret, “Türk ve İslam Sanatlarında Altı Kollu Yıldız (Mühr-i Süleyman), Prof. Dr. Yılmaz Önge Armağanı, Konya1993, s.207-230.
ÇAVUŞOĞLU Mehmed, Necati Bey Divânı’nın Tahlîlî, İstanbul 1971.
ESİN Emel, Orta Asya’dan Osmanlı’ya Türk Sanatı’nda İkonografik Motifler, İstanbul 2004.
DUWKINS J. Mc.G., “The Seal of Solomon”, JRAS 1944.
HÜLYA Tezcan, Topkapı Sarayı’ndaki Şifalı Gömlekler, İstanbul
İNAN Abdülkadir, Tarihte ve Bugün Şamanizm, Ankara1986.
KOÇ Turan, İslam Estetiği, İstanbul 2008.
KUŞOĞLU Zeki, “Türk Sanatında Mühr-i Süleyman”, İlgi, Sayı61, İstanbul 1990, s.32.
MASSIGNON Louis, Din ve Sanat, İstanbul 1962.
MUTLU Özgen, “Mimaride Simgeler, Üsküdar’ın Kapı Tokmakları”, Uluslararası Üsküdar Sempozyumu, Bildiriler, İstanbul 2007. s.545-558.
MÜLAYİM Selçuk, Anadolu Türk Mimarisinde Geometrik
Süslemeler: Selçuklu Çağı, Ankara 1982.
MÜLAYİM Selçuk, Değişimin Tanıkları : Ortaçağ Türk Sanatında
Süsleme ve İkonografi, İstanbul 1999.
ÖGEL Bahaddin, Türk Kültür Tarihine Giriş, Ankara 1984.
ÖZÖNDER Hasan, Ansiklopedik Hat, Tezhip Sanatları Deyim
ve Terimleri Sözlüğü, Konya 2003.
PALA İskender, Ansiklopedik Dîvân Şiiri Sözlüğü, İstanbul
1995.
PALA İskender, “Mühr-i Süleyman” maddesi, DİA, c.31,
s.524-526.
ŞERİATİ Ali, Sanat, İstanbul 2004.
YÜCEL Erdem, İslam Öncesi Türk Sanatı, İstanbul 2000.
Derleyen: Aydın Çakırtaş, Araştırmacı, Kütüphaneci. Marmara Ünv. Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk İslam Sanatları Ana Bilim Dalı, MA.
MÜHRÜ SÜLEYMAN ÖZEL KOLEKSİYON İÇİN LİNKE TIKLAYINIZ ==> http://goo.gl/oScHeb
Yorumlar
Yorum Gönder