Şifa Pınarı

KEHRİBAR Asya, Afrika ve Avrupa’da kullanılan ilk taştır. Antik Roma’da ilaç olarak kullanıldı. Calistratus ünlü hekim kehribarın deliliği önlediğini kaydediyordu. Bal ile kullanıldığı takdirde boğaz, kulak ve göz hastalıklarını, su ile karıştırıldığında ise mide hastalıklarını tedavi ettiğini belirtiyordu. Romalı köylü kadınlar bezelerin şişmesi ve boğaz ağrısına karşı takı olarak kullanmışlardı. İranlı İbn-i Sina pek çok hastalık için kehribarı çare olarak gösterdi. Asya "   sarı şurup” adını verdikleri iksiri sakinleştirici olarak kullandı. Ortaçağda kehribar boncuklar kullanıldı. Sarı yağ, sarı balsam, sarı özü simyacı tariflerinin kayıtları mevcuttur. Dünya savaşı zamanında Litvanya ve Rusya’da dadılar bebeklerde kullandı. İkinci Dünya Savaşında Almanya’da diş çıkaran bebeklerde kullanıldı. Bilim adamlarının da ilgisini çeken araştırmalara konu olmuş bir taştır. ·Deri hastalıklarını tedavi eder. ·Kolye olarak kullanıldığında astım ve alerjik solunum raha

REFLEKSOLOJİ İLE TESPİHLERİN BİLİNMEYEN ŞİFASI Bulunduğumuz evren enerji boyutlarından oluşmaktadır aynı zamanda insan vücudunda da on dikey üçü yatay olmak üze re enerji dilimleri bulunmaktadır.Bu üç yatay enerji dilimlerinden biri ellerde bulunur. İnsan vücudundaki enerjilerin blokajlara maruz kalmaksızın devam etmesi gerekir etmediği durumlarda bir süre sonra rahatsızlıklar meydana gelir. Enerji blokajları maddi ve manevi yaşanabilecek olumsuzluklar sonucunda bedenin vermiş bulunduğu tepkilerdir. Tespih çekere bu noktalara enerji desteklemesi yapılmaktadır; zaten savunmuş bulunduğumu Allah (c.c.) El- Hayy isminin tecellilerinden olan taşlar bu noktada insanları desteklemektedirler tespih çekerek aynı zamanda her bir organı temsil eden bölge ile birlikte o organa müdahalede bulunulur. Modern tıp tarafından da bilindiği üzere her bir organ insan vücudu üzerinde bir nokta ile temsil edilir. Örneğin sağ elin baş parmağı beyin, işaret parmağı kalp, orta parmak mide, yüzü

Kehribar yanar mı, kehribar kokar mı gibi sorularınızın cevabı bu yazıda :) İyi okumalar diliyorum... Kehribar Hakkında 27 Ocak, 2012   Kehribarın değerlilik özelliği,[hide] yaşı, gömülme şartları ve meyadana geldiği ağaç türüne bağlı olarak değişirek kıymet kazanır.           Kehribar, amorfda dediğimiz şekilsiz olup, saydam, yarı saydam veya opak yani bir nevi ışığı geçirme olarak algılayabileceğimiz olabilir. Genelde tortu kalıpları içinde genellikle düzensiz topak, nodül yani yumru, sarkıt veya damlacık şeklinde bulunur. Kehribar bir mineral olmadığından sabit bir kimyasal formulü olmamakla birlikte ancak C10 I H16 I O4 şeklinde bir kompozisyon tipi verilebilir. Yapısındaki ana elementler olan C%67-87, H%8.5-11, O%15, S%0-0.46 oranlarında olduğu kabul edilir. Özgül ağırlığı 1.05-1.30 gr/cm3 tür. Tamamen saydam kehribarın özgül ağırlığı 1.1 gr/cm3 tür. Beyaz renklisinin özgül ağırlığı 0.90-0.96 gr/cm3 tür ki özgül ağırlığı 1 olan saf suda yüzebilir. Kehribar %